Mustafa Kemal, Samsun'da Rum ve Türk halkı arasında meydana gelen çatışmaların sonlandırılması için Osmanlı Hükûmeti tarafından görevlendirilmiş ve kendisine 9. Ordu'nun müfettişliği verilmiştir.
Mustafa Kemal ve beraberindeki 18 silah arkadaşı, Samsun’a deniz yoluyla gidecektir. Bu yolculuk için verilen gemi, İskoçya’da yük vapuru olarak inşa edilmiş, uzun yıllar sefer yapmış, yıpranmış, 41 yıllık Bandırma vapuruydu.
Gemi, 16 Mayıs Cuma günü öğle saatlerinde İstanbul’dan ayrıldı. Mustafa Kemal, halkın iradesini arkasına alarak mücadeleye geçmenin gerekliliğine inanıyordu. Milleti işgalden, saraydan kurtarmalıydı. Nutuk’ta da Samsun’a çıkarken ki amacının; millet egemenliğine dayanan tam bağımsız bir ülke kurmak olduğunu ifade ediyordu. İşte aklındaki bu düşüncelerle binmişti Bandırma Vapuru’na…
Mustafa Kemal ve arkadaşları, 19 Mayıs 1919 Pazartesi günü Samsun kıyılarına ulaştıklarında saatler 08.15’i gösteriyordu. Sabahleyin kurmay Binbaşı Mahmut Ekrem Bey, sandalla gemiye yanaştı. Ekrem, güvertede bulunan Mustafa Kemal Paşa’nın yanına giderek askerce bir selam verdi. “Hoş geldiniz paşam” dedi. Böylece Mustafa Kemal Paşa’yı Samsun’da ilk karşılayan Mahmut Ekrem Bey olmuştur.
Mustafa Kemal Paşa ve karargâhı iskeleye çıktıklarında halk ve işgal kuvvetlerince silahlarına el konmuş bir müfreze tarafından karşılanmışlardı. Mustafa Kemal oradan Mıntıka Palas Oteli’ne yerleşti. Otelin balkonuna 9. Ordu Müfettişliğinin bayrağı asıldı. Karargâhı ise Karadeniz Oteli’ne geçti. Burada bir müddet istirahat ettikten sonra, belediye binasına geçerek belediye meclisi üyeleri ile memleketin asayişi ve müdafaasına dair konuları görüştü.
Mustafa Kemal’in karşısında; “hasta adam” olarak adlandırılan Osmanlı İmparatorluğunun içinde bulunduğu vahim tablo vardı. İmparatorluğun ittifakları Birinci Dünya Savaşı’nda yenilmiş, ülke her yandan yara almış, ağır koşulları olan bir anlaşma (Mondros) imzalanmıştı. Yönetimdeki kişiler kendilerini kurtarma derdine düşmüş, geride kalanlar ise elleri kolları bağlı bir şekilde işgal devletlerine boyun eğmişlerdi. Askeri durum da genel durumdan farklı değildi. Ordunun elinden silahlar alınıyor, askeri birlikler dağıtılıyordu. Yurdun çeşitli yerlerinde yabancı devletlerin askerleri yerleşiyor, subay ve özel adamlarıyla imparatorluğun çökmesi için ellerinden geleni yapıyorlardı. 15 Mayıs’ta Yunan Askerleri İzmir’e asker çıkarmaya başlamıştı. Ülkede Müdafa-i Hukuk Cemiyetleri kuruluyordu ancak aynı zamanda gizli-açık düşman cemiyetleri de kuruluyor ve faaliyet gösteriyorlardı.
İşte ülkenin içinde bulunan bu tablo karşısında Milli Mücadeleyi başlattı Mustafa Kemal. Büyük Önder'in Samsun'a çıkışı, Yunan askerlerinin İzmir’den çıkarıldığı 9 Eylül 1922'ye kadar sürecek büyük mücadelenin de ilk adımı oldu.
Samsun’ a ayak bastığı gün Sivas, Van, Erzurum, Trabzon, Ankara, Kastamonu, Mamuretülaziz (Elazığ), Diyarbakır Valilikleri, Erzincan Müstakil Mutasarrıflığı, Erzurum’daki 15. Kolordu ve Ankara’daki 20. Kolordu Kumandanlıklarından sorumlulukları dâhilindeki bölgenin asayişi ile ilgili hazırlanacak raporun en kısa zamanda göndermelerini tel emriyle istedi. Telgraftan da anlaşılacağı üzere Mustafa Kemal Paşa’nın ilk faaliyetleri Samsun ve çevresindeki asayiş problemleri ile ilgili önlemler almak oldu.
Mustafa Kemal ve Karargâhı 25 Mayıs’ta Mıntıka Palas ve Karadeniz Oteli’nden 3 otomobille Havza’ya doğru yol aldı. Öğle saatlerinde Mustafa Kemal ve karargâhı Kavak nahiye müdürlüğüne uğradı. Burada kavak eşrafına bir Müdafa-i Hukuk oluşturmaları yönünde telkinde bulundu. Oradan Havza’ya geçildi. Mustafa Kemal Paşa Mesudiye Otelinde karargâhı ise Ali Osman Ağa’nın konağında ağırlandı. Ertesi gün Mustafa Kemal Paşa Havza’yı temsil eden 7 kişilik bir heyeti ikametgâhında kabul etti. Burada heyet ile görüşmelerde bulunarak Havza’nın içinde bulunduğu zor ve acıklı durumu anlatarak hiçbir zaman umutsuzluğa düşülmemesi gerektiğini ve vatanın savunulması için derhal bir Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kurmaları gerektiğini ve bunun bütün çevre illere duyurulması gerektiğini bildirdi.
Havzalılar, hemen harekete geçmiş 28 Mayıs’ta Kaymakam Fahri Bey ve Belediye Başkanı İbrahim Bey önderliğinde Müdafaa-i Hukuk Cemiyetini kurdular. 30 Mayıs’ta da Milli Mücadelenin ilk mitingi olarak kabul edilen Mustafa Kemal Paşa’nın isteği ve onun önderliğinde belediye binası önünde bir miting düzenlediler. Bu mitingde eşraftan Fuad Bey bir konuşma yaptı. Fuad Bey, İzmir’i işgal eden düşmanın Samsun ve Havza’yı da işgal edebileceğini, bunu engellemek ve İzmir’i kurtarmak için silahlanmanın gerekliliğini söyledi. Bir hafta sonra Havzalıların ikinci mitingi düzenlediler. Halkın yoğun katılımı vardı.
Mustafa Kemal Paşa’nın 25 Mayıs 1919 tarihinden itibaren mahalli halkı hem bölgedeki Rum çetelerine karşı hem de memleketin tamamının kurtarılması için gerekli olacak teşkilatlanmaya sevk etmesi, İngilizlerin dikkatini çekti. İstanbul Hükümeti’ne baskı yaptılar, 8 Haziranda Harbiye Nazırı Şevket Turgut Paşa Mustafa Kemal Paşa'yı İstanbul'a geri çağırdı. Mustafa Kemal Paşa, Samsun’da ve Havza’da bulunduğu günlerde gerek İstanbul’a yönelik, gerekse Anadolu’nun diğer vilayetlerinde olan çalışmalarını telgraflar vasıtasıyla gerçekleştirdi. Bu telgraflar askeri ve mülki müfettiş olarak yetki sahasına giren Van’dan Kastamonu’ya, Trabzon’dan Diyarbakır’a uzanan geniş bir sahayı kapsıyordu. Ayrıca Mustafa Kemal Paşa, İstanbul hükûmetine de telgraflar çekti. Bu telgraflar genellikle padişahı teskin etmek ve oyalamak gayesi taşıyordu. Ayrıca İstanbul hükûmetine çektiği telgraflarda hiçbir yerde gayr-ı Müslimlere zarar verilmediğini ancak Türk milletinin istikbalinin ve varlığının tehdit edildiği bir ortamda meydana gelen olayların meşru olduğunu vurgulamıştır.
İstanbul’a geri dön çağrısına uymayan Mustafa Kemal Paşa bir tamimle (genelge) mülki ve askeri makamlara: "İstiklal-i millîmiz (millî bağımsızlığımız) uğrunda bütün mevcudiyetimle milletle beraber nihayetine kadar çalışacağıma mukaddesatım namına söz veririm" dedi.
Gerekirse istifa ederek Milli Mücadeleyi sürdüreceğini belirten Mustafa Kemal, 13 Mayıs’ta Samsun’da kaldığı Havza'dan kurtuluş meşalesini yakarak ayrıldı.
Havza’dan sabah saatlerinde Amasya’ya geçen Mustafa Kemal bu tarihten kısa bir süre sonra hayatına sivil devam edecek, Amasya, Erzurum ve Sivas kongreleriyle başlayan Milli Mücadele sayesinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 23 Nisan 1920’deki açılışına giden yolun temelleri atılacaktı.
19 Mayıs 1919, Türk milletinin tam bağımsızlık ve özgürlük umutlarını inanca dönüştürecek kurtuluş ateşinin yakılıp Milli Mücadele’nin başlatıldığı gündür.
19 Mayıs 23 Nisan’da TBBM’nin kuruluşunun ilk adımı, 29 Ekim Cumhuriyetin ilanının müjdesidir.
Bu anlamlı günün yıl dönümünde başta Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere Milli Mücadele’nin tüm kahramanlarını saygıyla, minnetle anıyoruz.
Feden ULUKUŞ
Denizli Eğitim Gücü Sen Üyesi